İçeriğe geç

Hak ne zaman başlar ?

Hak Ne Zaman Başlar? İnsan Haklarının Kökenlerine Yolculuk

Hepimiz bir gün kendi haklarımızı savunmak zorunda kalabiliriz. Peki, haklar ne zaman başlar? Yalnızca bir sözleşme ile mi, yoksa bir bireyin doğumuyla mı? Bugün, bir insanın haklarının başlangıcını keşfetmek için hem tarihsel verilere hem de gerçek dünyadan hikayelere odaklanacağız. Bu, belki de hepimizin kendi yaşamlarımızda sorabileceğimiz bir soru.

Beni bu yazıya çekense, dünyanın dört bir yanındaki insanların, haklarını savunma süreçleri ve hakların ne zaman başladığına dair farklı bakış açıları. Her birey, haklarına doğduğunda mı sahip olur? Yoksa bu haklar bir süreçle mi kazanılır? Gelin, bu sorunun peşinden gidelim.

Haklar ve Doğum: İnsanın Hakları Ne Zaman Başlar?

Her şey, doğumla başlar mı? Uluslararası insan hakları sözleşmeleri, bir bireyin haklarının doğumuyla birlikte başladığını belirtir. Birçok ülkenin yasaları da bu anlayışı benimsemiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildiğinde, herkesin doğuştan eşit haklara sahip olduğunu vurgulamıştır. Bu, teorik bir açıdan bakıldığında doğru olabilir. Ancak, bu basit bir kuraldan daha fazlasını gerektiriyor.

Doğum, fiziksel olarak bir insanın hayata başladığı andır, ancak haklar, bazen bu doğumdan çok sonra somut bir şekilde tanınır. Örneğin, gelişmekte olan ülkelerde, binlerce çocuk, doğduktan sonra yasal olarak kaydedilmez ve bu nedenle resmi bir kimlik ve haklar tanınmaz. Hindistan’ın kırsal bölgelerinde, bazı köylerde, bebekler doğumdan sonra bile yıllarca kaydedilmeyebilir. Bu çocuklar, resmi olarak “var” sayılmadığı için sağlık hizmetlerinden, eğitim hakkından ve birçok temel haktan mahrum kalırlar. Böylece, haklar, doğumla birlikte başlasa da, bazen bir insanın hakkı ancak “resmi olarak var sayıldığı” anda somutlaşır.

Hakların Başlangıcı: Bir Hikaye Üzerinden Düşünmek

Çok yakın bir zamanda, bana kendi hayatından bir örnek veren Selin isimli bir okurum, hakların gerçek anlamda ne zaman başladığına dair şunları söylemişti: “Çocukluğumda birçok şeyin hakkım olduğunu düşünürdüm, ama bir gün sağlık sigortam yokken hastalandım. O an, bir insanın haklarının ne zaman başladığını hissettim. Sigorta ve sağlık hizmetine erişim hakkım olmamıştı ve o hastalık beni hayatımda hiç düşünmediğim bir yerden vurdu.”

Selin’in yaşadığı bu deneyim, çoğumuzun farkına varmadığı bir gerçeği gözler önüne seriyor: Haklar sadece var olmakla değil, erişimle de ilgilidir. İnsan hakları, bazen yalnızca kağıt üzerinde var olur. Haklar, gerçekten tanındığı ve kullanılabildiği anda başlar. Selin, hastaneye gitme hakkına sahip olduğu bir devletin sağlık sisteminde doğmuş olsaydı, bu hak doğum anından itibaren geçerli olabilirdi. Ancak haklar, bazen belirli düzenlemelere, sistemlere ve toplumsal eşitsizliklere bağlı olarak gecikebilir.

Hakların Başlaması: Hukuki Perspektif

Hukuki açıdan bakıldığında, haklar genellikle bir devletin tanıdığı yasal bir statüyle başlar. Modern hukukun temel taşlarından biri olan “eşitlik ilkesi”, bir kişinin haklarının, devletin hukuki çerçevesine girmesiyle tam anlamıyla başlar. Çeşitli ülkelerde, doğumla birlikte belirli haklar tanınsa da, çoğu zaman bu haklar ancak bir kişinin toplumsal yaşamda aktif rol almaya başladığı yaşlarda anlam kazanmaya başlar. Örneğin, bir kişinin oy kullanma hakkı, 18 yaşına geldiğinde başlar; çalışmak, sigorta yaptırmak gibi haklar da belirli bir yaş ve koşula dayanır.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki “Brown v. Board of Education” davası, hakların bir toplumda ne zaman gerçekten başlatılması gerektiğini anlamamıza yardımcı olabilir. 1954’teki bu dava, ırksal ayrımcılığa karşı verilen mücadelenin simgesidir ve Amerikan eğitim sistemindeki ayrımcılığı sona erdirerek, siyahi çocukların eğitime eşit haklara sahip olmasını sağlamıştır. Bu dava, her çocuğun eğitimi hakkının yalnızca doğrudan doğumla değil, toplumun ve sistemin eşitlik anlayışına dayalı olarak ne zaman tanındığını gösteriyor.

Haklar Ne Zaman Başlar? Sadece Doğumla Mı?

Gerçek şu ki, haklar, bir kişinin doğum anından itibaren değil, aslında toplumsal eşitlik, erişim ve kabul görme süreçleriyle başlar. Her birey doğduğunda aynı haklara sahip olabilir diye düşünsek de, sistemin ve toplumun bu hakları ne zaman tanıyıp tanımadığı büyük bir fark yaratır. Haklar, bireyin bir toplum içinde kendi kimliğini ve saygınlığını kazanmasıyla somutlaşır.

Sonuç Olarak…

Haklar, doğumla başlar mı, yoksa toplumun bu hakları tanıyıp tanımamasıyla mı? Gerçek dünyadaki pek çok örnek, hakların bazen yalnızca kağıt üzerinde olduğunu, ancak toplumsal ve hukuki yapıların devreye girmesiyle hakların hayata geçtiğini gösteriyor. Selin’in hastalıkla mücadelesi ya da Amerika’daki hukuk mücadelesi, hepimize bir ders veriyor: Haklar, bir toplumun ne kadar adil ve eşit olduğu ile doğru orantılı olarak şekillenir.

Peki ya siz, hakların başlangıcına dair ne düşünüyorsunuz? Haklar doğumla mı başlar, yoksa bir insanın haklarını gerçekten tanıyan bir sistem mi olmalı? Kendi görüşlerinizi paylaşarak bu önemli konuyu birlikte tartışalım. Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!

8 Yorum

  1. Şevket Şevket

    BM Genel Kurulu’nun 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabul etmesi, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik önemli ilk adımı olması nedeniyle, tarihi bütün dünya ülkelerinde “İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Hak sahipliği başvuru süresi 60 gündür . Konut, İşyeri, Ahır borçlandırma bedelleri geri ödemeleri inşaatların bitirilip hak sahiplerine tarihinden itibaren 2 yıl sonra başlamaktadır.

    • admin admin

      Şevket!

      Sevgili yorumlarınız sayesinde yazının akışı düzenlendi, anlatım daha anlaşılır hale geldi ve metin daha etkili oldu.

  2. Ali Ali

    Madde 28- Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. BM Genel Kurulu’nun 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini kabul etmesi, insan haklarının uluslararası düzeyde korunmasına yönelik önemli ilk adımı olması nedeniyle, tarihi bütün dünya ülkelerinde “İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.

    • admin admin

      Ali! Düşüncelerinizin hepsiyle aynı fikirde değilim, yine de teşekkür ederim.

  3. Hatun Hatun

    Fiil Ehliyetine Göre Ergin Olmak TMK m. 11/1’e göre, “ Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar .” TMK m. 11/2’ye göre ise evlenme de kişiyi ergin kılar. Olağan evlenme yaşı 17’dir. 17 yaşını dolduran kişiler yasal temsilcisinin onayı ile evlenebilirler. 27 Kas 2023 Fiil Ehliyeti Nedir? Şartları Nelerdir? – Av. Ahmet Ekin Av. Ahmet Ekin fiil-ehliyeti Av. Fiil Ehliyetine Göre Ergin Olmak TMK m. 11/1’e göre, “ Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar .” TMK m.

    • admin admin

      Hatun!

      Önerilerinizle metin daha içten oldu.

  4. Yaman Yaman

    Kişilik, çocuğun tam ve sağ olarak doğmasıyla başlar . Tam ve sağ doğmak şartıyla, anne rahmine düşen çocuk da hak sahibi olabilir. Fakat doğuma kadar geçen sürede sahip olduğu hak ehliyeti sınırlıdır. Hukuk doktrininde, kişi sağ ve tam olarak doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ehliyetine sahip kabul edilir. Ancak, hukuki kişilik doğumun tamamlanmasıyla başlar .

    • admin admin

      Yaman! Katkılarınız sayesinde çalışma yalnızca bir yazı olmaktan çıktı, daha etkili bir anlatım kazandı.

Yaman için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın algrandoperabet resmi sitesiprop money